Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Kaos GL İnterseks 164. Sayı Kaos GL Dergisi Yayınları | KitapGezegeni Kaos GL İnterseks 164. Sayı Kaos GL Dergisi Yayınları | KitapGezegeni

Kaos GL İnterseks 164. Sayı

Yazar: Kolektif
Yayınevi / Marka: Kaos GL Dergisi Yayınları
ISBN
3990000034501
Boyut
21.00x29.50
Sayfa Sayısı
56
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Tedarik Süresi: Temin süresi 3-10 gündür.
%10 İNDİRİM
10,00
9,00
Stokta yok
3990000034501
563302
Kaos GL İnterseks 164. Sayı
Kaos GL İnterseks 164. Sayı
9.00

Televizyon, hâkim normun etrafında belli türden bir eğlence, yaşam tarzı örgütleyen ve etki alanı en geniş olan bilgi araçlarından biri.

Çok kanallı hayata geçilmesi ve büyük bir pazar alanına dönüşen internet yayıncılığının başlaması ile bu etkileme kudretinde azalma olduğundan söz etsek de, televizyonun diğer medya araçlarından daha yoğun bir şekilde toplumsal algıya etki etme aracı olma konumunu koruduğunu söyleyebiliriz.

Televizyon toplumsal algının yerleşik heteronormatif biçimlerini ve normlarını izletmekle kalmayıp aynı zamanda bütün bunları değiştirip dönüştürebilme potansiyelini de kendi araçları içerisinde barındırıyor.

Bu noktada tartışmaya açtığımız ‘temsil' ise, bir kültürü oluşturan bireyler arasındaki anlamın, üretim ve değiş tokuş sürecinin temel unsuru olma değerini korumakta. Temsil, anlamlandırma sürecine anlam üreterek ve anlamların değişimine olanak sağlayarak katılan bir süreç olup, değer ve davranış biçimlerinin sürekli yeniden üretilmesine etki etmekte.

“Gerçek temsilin” imkanlılığı, temsilin tek tipleştirilmesi ve beraberinde ortaya çıkan politik problemleri değerlendirdiğimiz bu dosyada, “Uyarlama Dizilerin Uyarlanamayan Karakterleri” yazısıyla Gizem Merve Kaboğlu ve “Sansürcü fobiğin TV'si varsa, Lubunyanın Netflix'i var!” yazısıyla da Bawer Fak yer almakta.

Bunların beraberinde, televizyon teorisyenlerinin de özellikle vurguladığı değişim/dönüştürme potansiyeli, günümüzde LGBTİ+'lar ve queer varoluşlar için ana akım medya ve internet platformlarında birbirinden farklılık göstermekte. Bu farklılığı değerlendiren Elif Akçalı ve İrem İnceoğlu “Türkiye Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Temsilleri Araştırması” yazılarında tek tipleştirmenin hangi “tip”leri görünür ya da görünmez kıldığını irdeliyor.

Ata Kan ve Sengül Kılınç televizyonun “seyircisine” olan etkilerini ve televizyondakilerin yaşamlara nüfuz etme hallerini incelerken; Umut Güner, Deniz Gedizoğlu ve Tan'ju Tariz dizileri değerlendirdikleri, LGBTİ+ ve queer yaşamlarla olan kesişim noktalarını tartışmaya açtıkları yazılarıyla bu dosyada okuyuculara bir düşünme alanı sunuyor.

  • Açıklama
    • Televizyon, hâkim normun etrafında belli türden bir eğlence, yaşam tarzı örgütleyen ve etki alanı en geniş olan bilgi araçlarından biri.

      Çok kanallı hayata geçilmesi ve büyük bir pazar alanına dönüşen internet yayıncılığının başlaması ile bu etkileme kudretinde azalma olduğundan söz etsek de, televizyonun diğer medya araçlarından daha yoğun bir şekilde toplumsal algıya etki etme aracı olma konumunu koruduğunu söyleyebiliriz.

      Televizyon toplumsal algının yerleşik heteronormatif biçimlerini ve normlarını izletmekle kalmayıp aynı zamanda bütün bunları değiştirip dönüştürebilme potansiyelini de kendi araçları içerisinde barındırıyor.

      Bu noktada tartışmaya açtığımız ‘temsil' ise, bir kültürü oluşturan bireyler arasındaki anlamın, üretim ve değiş tokuş sürecinin temel unsuru olma değerini korumakta. Temsil, anlamlandırma sürecine anlam üreterek ve anlamların değişimine olanak sağlayarak katılan bir süreç olup, değer ve davranış biçimlerinin sürekli yeniden üretilmesine etki etmekte.

      “Gerçek temsilin” imkanlılığı, temsilin tek tipleştirilmesi ve beraberinde ortaya çıkan politik problemleri değerlendirdiğimiz bu dosyada, “Uyarlama Dizilerin Uyarlanamayan Karakterleri” yazısıyla Gizem Merve Kaboğlu ve “Sansürcü fobiğin TV'si varsa, Lubunyanın Netflix'i var!” yazısıyla da Bawer Fak yer almakta.

      Bunların beraberinde, televizyon teorisyenlerinin de özellikle vurguladığı değişim/dönüştürme potansiyeli, günümüzde LGBTİ+'lar ve queer varoluşlar için ana akım medya ve internet platformlarında birbirinden farklılık göstermekte. Bu farklılığı değerlendiren Elif Akçalı ve İrem İnceoğlu “Türkiye Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Temsilleri Araştırması” yazılarında tek tipleştirmenin hangi “tip”leri görünür ya da görünmez kıldığını irdeliyor.

      Ata Kan ve Sengül Kılınç televizyonun “seyircisine” olan etkilerini ve televizyondakilerin yaşamlara nüfuz etme hallerini incelerken; Umut Güner, Deniz Gedizoğlu ve Tan'ju Tariz dizileri değerlendirdikleri, LGBTİ+ ve queer yaşamlarla olan kesişim noktalarını tartışmaya açtıkları yazılarıyla bu dosyada okuyuculara bir düşünme alanı sunuyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kolektif
Kolektif kitapları ve Kolektif eserleri en uygun fiyat seçeneği ile kitapgezegeni.com adresinde, hemen satın almak için tıklayın.
Kapat