Ürün Sepetinize Başarıyla Eklendi
Serçe Edebiyat Dergisi Sayı: 16 Temmuz - Ağustos 2018 Serçe Edebiyat D

Serçe Edebiyat Dergisi Sayı: 16 Temmuz - Ağustos 2018

Yazar: Kolektif
Yayınevi / Marka: Serçe Edebiyat Dergisi
ISBN
3990000029455
Boyut
21.00x29.70
Sayfa Sayısı
40
Basım Yeri
Konya
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-07
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Tedarik Süresi: Temin süresi 3-10 gündür.
%10 İNDİRİM
5,00
4,50
Stokta yok
3990000029455
660155
Serçe Edebiyat Dergisi Sayı: 16 Temmuz - Ağustos 2018
Serçe Edebiyat Dergisi Sayı: 16 Temmuz - Ağustos 2018
4.50

“Yanlış trenden indin seni şehrin a ynasından geçirdiler”
Yanlış trenden indik biz. Bu dün ya bize g öre değil. Hırslar, nefretler içinde yaşatıyor bizi şehir. Her gün farklı bir kavgaya uyanıyoruz sanki. Her gün yeni bir yarış sunuyor şehir müşterilerine.

Bu dünyada müşteri olarak tanımlanmayı reddedenleriz biz. Aynaya, evden çıkmadan önce şöyle bir heyecanla bakıp çıkan da olmayacağız, saatlerce aynaya bakıp bedeninden başkasını göremeyen de. Biz hayatın bir ayna bulma çabası olduğunun farkındayız ve bu yüzden şehrin aynasını kabul etmeyeceğiz. Çünkü şehrin aynası yalnızca iskeletleri gösterir, hiç aşk yoktur o aynalarda. Çünkü şehrin aynası, bedeniyle tanımlar insanı. Bedeni, cüzdanı ve diğer yarışlarıyla. Çünkü şehrin aynasında hiç çiçek görülmez. Çünkü şehrin aynası, şehrin insanını
doğurur. Çünkü şehrin aynası, şehrin aynası, şehrin.

İsmet Özel geliyor hemen hatra:
“şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin”

İşte biz şehrin insanı olma yacağız. Yanlış indiğimiz tr en istasyonundan o şehrin meydanına çıkmayacağız. O bankalarla, o gökdelenlerle dolu, o betondan meydanlara çıkmayacağız. Raylardan koşarak bir patikaya kavuşacağız. Bu sayımızda bu yüzden bir harita hediye ediyoruz işte.

Şehirden kaçış haritası!
Yanlış trenden inenlere, şehrin a ynasından geçenlere, bize.

Ancak şehirden çıktığımızda göreceğiz aynayı, hayatımızı aynayı aramakla dolduracağız. İnsan, aynada özünü görmelidir ve hayat dediğimiz,
özünü aramaktan başkası değildir. Bu yüzden patikalardan gideceğiz biz, gürültüden kaçacağız. Sonunu bildiğimiz bu yolda koşmayacağız. Aynaların sesini duyabilmek için bağırmayacağız. Geçip dev aynalarının karşısına cüceliğimizle onurlanacağız. Patronlar aynalarda kravatlarını düzeltedursun, biz mesai saatlerinde şiirler okuyacağız. Bu defa da Birhan Keskin geliyor hemen hatra:

“Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.
Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun!”

Patronların, mesai saatlerinin, bozuk paraların içinde de olsak o yanlış trenin biletini yırtacağız. Patikaya umutla koşmak için başımıza getirileni
unutmayacağız. O müthiş Sezai Karakoç dizesini inatla tekrarlayacağız:

“Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler”

  • Açıklama
    • “Yanlış trenden indin seni şehrin a ynasından geçirdiler”
      Yanlış trenden indik biz. Bu dün ya bize g öre değil. Hırslar, nefretler içinde yaşatıyor bizi şehir. Her gün farklı bir kavgaya uyanıyoruz sanki. Her gün yeni bir yarış sunuyor şehir müşterilerine.

      Bu dünyada müşteri olarak tanımlanmayı reddedenleriz biz. Aynaya, evden çıkmadan önce şöyle bir heyecanla bakıp çıkan da olmayacağız, saatlerce aynaya bakıp bedeninden başkasını göremeyen de. Biz hayatın bir ayna bulma çabası olduğunun farkındayız ve bu yüzden şehrin aynasını kabul etmeyeceğiz. Çünkü şehrin aynası yalnızca iskeletleri gösterir, hiç aşk yoktur o aynalarda. Çünkü şehrin aynası, bedeniyle tanımlar insanı. Bedeni, cüzdanı ve diğer yarışlarıyla. Çünkü şehrin aynasında hiç çiçek görülmez. Çünkü şehrin aynası, şehrin insanını
      doğurur. Çünkü şehrin aynası, şehrin aynası, şehrin.

      İsmet Özel geliyor hemen hatra:
      “şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
      kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin”

      İşte biz şehrin insanı olma yacağız. Yanlış indiğimiz tr en istasyonundan o şehrin meydanına çıkmayacağız. O bankalarla, o gökdelenlerle dolu, o betondan meydanlara çıkmayacağız. Raylardan koşarak bir patikaya kavuşacağız. Bu sayımızda bu yüzden bir harita hediye ediyoruz işte.

      Şehirden kaçış haritası!
      Yanlış trenden inenlere, şehrin a ynasından geçenlere, bize.

      Ancak şehirden çıktığımızda göreceğiz aynayı, hayatımızı aynayı aramakla dolduracağız. İnsan, aynada özünü görmelidir ve hayat dediğimiz,
      özünü aramaktan başkası değildir. Bu yüzden patikalardan gideceğiz biz, gürültüden kaçacağız. Sonunu bildiğimiz bu yolda koşmayacağız. Aynaların sesini duyabilmek için bağırmayacağız. Geçip dev aynalarının karşısına cüceliğimizle onurlanacağız. Patronlar aynalarda kravatlarını düzeltedursun, biz mesai saatlerinde şiirler okuyacağız. Bu defa da Birhan Keskin geliyor hemen hatra:

      “Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.
      Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun!”

      Patronların, mesai saatlerinin, bozuk paraların içinde de olsak o yanlış trenin biletini yırtacağız. Patikaya umutla koşmak için başımıza getirileni
      unutmayacağız. O müthiş Sezai Karakoç dizesini inatla tekrarlayacağız:

      “Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kolektif
Kolektif kitapları ve Kolektif eserleri en uygun fiyat seçeneği ile kitapgezegeni.com adresinde, hemen satın almak için tıklayın.
Kapat